


HATİPLİ KASABASI ÇEVRE İNCELEMESİ

1-ADI
Çevre hakkında çok çeşitli rivayetler vardır. Kasabanın adı köye ilk gelen oflaz oğullarından hatip`in çok olması ve buraya bir camii yaptıklarından dolayı “Hatipli” adı verilmiştir. Kasabamız Tokat iline bağlı Reşadiye ilçesinin“Başçiftlik ilçesi”,güneyinde “Büşürüm ve Geyren belediyeleri”,güney doğusunda “Elmacık köyü”,doğusunda “Kızıldere köyü,Bozçalı,Bereketli belediyeleri”,güney doğusunda “Işıklar köyü”,kuzeyinde “Aybastı yaylaları”ve kuzey batısında “Karacaören Belediyesi” ile çevrilidir. kuzey batısında olup,batısında

2-TARİHİ
Köy;buraya ilk gelen Oflaz oğulları tarafından kurulmuştur. 1893 Rus harbinden kaçan Trabzon halkı bu yöreye doğru kaçmışlardır. Rus askerleri Bereketliye kadar gelip elekçi denilen yerde bir süre oturmuşlardır. Bunlardan kaçan oflular köyün hayat yanı denilen yere gelip yerleşmişlerdir. Şuanda Karacaören belediyesinde Ali hocagil denilen sülalenin ileri gelenlerinden Ali ağa bunlara karşı koyduysa da dümen tutamamışlardır. Köye ilk gelen bunlar olup,köyün yarısı Bozçalı`dan ayrılıp buraya göç etmişlerdir. Bozçalı kasabasında Beygil sülalesi ile yakın bir akraba bağı vardır. Sora köye Eyüpgil,Mektupgil ve Haliceler köyün kuzeyinde bulunan Babuç denilen yerden gelmişlerdir. Bu sülalenin eski ev kalıntıları halen mevcut olup birde Ezan kayası vardır. Köyün güneyinde Asarcık mevkiinde Rumlar yaşıyormuş. 1928 Etabil Antlaşması ile yapılan halk değişiminde Rumlar Yunanistan`da ki Muhacirlerle değiştirilerek buraya gelmişlerdir. Burada barınamayan Muhacirler değişik yerlere göç etmişlerdir.
1939 depreminde büyük bir facia yaşamış olup taş,taş üstünde kalmamıştır. İnsanların 3/1`i ölmüştür,geri kalanlar ise komşu köylere gidip bir süre yaşayıp tekrar gelip yerleşmişlerdir.

3-NUFUSU
En son Nüfus sayımına göre 2183`tür. Doğum oranı %5, ölüm oranı ise %1dir. Ölüm genellikle yaşlılarda ve yani doğan çocuklarda olmaktadır. Nüfus artışı vardır,göç fazla yoktur, göçeler ise kentlerde daha rahat bir yaşamak için göçmektedirler. Bir aile ortalama 7-8,çocuk oranı ise 3-4`tür.

4-OKUL,EĞİTİM ve ÖĞRETİM
Bir tane İlkokulumuz vardır,1932 yılında açılmıştır,şu anda ki eğitim ve öğretimin devam ettiği binamıza 1982 yılında faaliyete geçmiştir. 1984`de de ortaokul öğrenime açılmıştır. Okur-yazar oranı %90,okuldan mezun 60`a yakın öğretmen, 10-15 civarında da memur vardır. Halen ortaokul,lise ve üniversite`de öğrenim gören öğrenciler vardır.

5-ULAŞIM
Ulaşıma dört taraftan elverişlidir. Kuzeyden Perşembe yaylasın dan Aybastı İlçesine,doğudan Bereketli Belediyesinden Reşadiye İlçesine,güneyden Geyren ve Büşürüm Belediyelerine,batıdan Başçiftlik İlçesine oradan da Niksar İlçesine karayolu ulaşımı vardır. Niksar ilçesi ile Aybastı İlçesi,Ordu ili arasında ki karayolu köyümüzün içersinden geçer. Niksar ilçesine 36 km,Tokat iline ise 90 km uzaklıktadır. Ulaşım araçları genelde minibüs ve taksilerdir. Tek bir telefon acente si vardır.

6-ZENGİNLİK KAYNAKLARI
Köyümüz zenginlik kaynakları yönünden doğal bir zenginliğe sahiptir. Ormanları ve suları yönünden köye bir güzellik vermektedir,su sorunu bulunmamaktadır. Batısında Kafa dağı,doğusunda Yapraklı dağı ve güneyinde de karaçam ormanı ile çevrili olup,köyün ortak merası yayla dağı içindedir,ve yayladır. Çevre halkı sulamayı çayların önüne bent yaparak meraları sularlar.

7-EKONOMİK HAYAT
Köyde geçim kaynakları olarak şunları sıralayabiliriz. Tarım,hayvancılık,kaba işçilik ve halıcılıktır. Bunlardan başka 150-160 işçi yurt dışında çalışıyor. Halıcılık son yıllarda önemli geçim kaynağı haline gelmiştir. Köyde 150`den fazla halı tezgahı vardır. Yılda yaklaşık olarak 2000 m2 halı dokunmaktadır. Ayrıca köyde iki ağaç kesim iki doğrama ve bir un değirmeni vardır. Çalışma şartları kolaylaştı. Tarıma teknoloji girmiştir. Köyde yaşayanların hiçbir sosyal güvencesi yoktur. Köyde orijinal olarak yetiştirilen bir ürün yoktur,zararlı hayvan veya bitkilerle mücadelede zirai ilaçlama yapılmamakta,anızların yakılması ve hayvanların korkmaları için korkuluklar yapılır,bu korkuluklara tenekeler bağlanarak ses çıkarmaları sağlanır.
Yılda ortalama olarak 2000`e yakın küçük baş 100-150`de büyük baş hayvan satılmak üzere beslenir. Ekim ürünü olarak tahılgiller ve ayrıca patatesi sayabiliriz. Bitki örtüsü genellikle orman bitkisi örtüsüdür,çok az miktarda fundalıkta vardır. Orman bitki örtüsünü meydana getiren ağaç türü olarak gürgen,çam,dağ kavağı,pelit ve meşe ağaçlarını sayabiliriz. Çevremizde koyun,sığır,manda ve tavuk gibi hayvan yetiştiriciliği bol miktarda yapılmaktadır.
Ayrıca yabani hayvan olarak;kurt,tilki,tavşan,ayı,çeşitli kuş türleri,yaban domuzu,dağ keçisi bazen de geyiğe rastlanır. Bu hayvanlar arasında tavşan avı ve patates tarlalarına zarar veren domuz avcılığı yapılmaktadır.

8-SOSYAL DURUM
Köy halkı komşu köy halkı ile iletişim halindedir. Çevre ile olan ilişkileri ticari amaçla olduğundan iyidir. Çevrede bulunan evler genellikle su basmaz üzerine oturtulmuş ve dört oda,bir salon şeklinde yapılmış,odalar karşılıklı olup salon ortadadır. Köyün kanalizasyonu ¾ oranında tamamlanmıştır. Köy de bir ilkokul birde ortaokul bulunmaktadır.

9-KÜLTÜREL DURUM
Köyümüzde düğünler ortalama dört gün sürer. Düğün sahibi düğünden bir hafta önce düğün eksiğini giderir. Düğün; davul,zurna,ince çalgı ve ilahilerle yapılmaktadır. Köyde nişan;erkek tarafının kız tarafına dünür gidip söz aldıktan birkaç gün sonra köy halkı ile birlikte yapılır. Düğünün hangi tarihte yapılacağı iki tarafın ortak kararı ile belirlenir. Bayramlarda köylüler camii de toplanıp beraber namaz kılınır ve namaz çıkışında büyükten küçüğe doğru saf oluşturularak eller sıkılarak bayramlaş ılır ve dua yapılır. Arife günü mezarlıklar ziyaret edilir. Okuma alışkanlığı azdır. Köy halkının zararlı alışkanlıkları yoktur. Köyümüzden ipek yolunun geçtiği söylenmektedir.
Yöreye ait kilim,çul,çuval dokunmakta ve el işleri son zamanlarda ileri gitmektedir. Yörede börek,yağlı,çökerlikli,gölmez tatlılar arasıdadır.

10-HAYVANLARIN DEĞİŞİK YAŞLARDA Kİ İSİMLERİ
Koyunun yavrusuna “kuzu”,bir yaşındaki erkeğine “toklu”,erkek koyuna “koç” derler. Sığırın erkeğine “öküz”,dişisine “inek”,ineğin yavrusuna “buzağı”,bir yaşındakine “dana”,iki yaşındakine “tosun”,dişisine “düve”“malak”,büyüyünce erkeğine “boğa”,dişisine “kömüş düvesi”,büyüğüne “kömüş” denir. Eşeğin yavrusuna “sıpa”,atın yavrusuna “tay” denir. Tavuk yavrusuna “cücük”,büyüyünce “ferik ve horoz” adını alır. Köpek ve kedi yavrusuna “enik” derler. denir. Mandanın yavrusuna

11-EKONOMİK İŞLERDE KULLANILAN ALETLER(ESKİ YILLARDA)
Yörede kullanılan eski araçlardan şunları sıralaya biliriz;kalbur,el değirmeni,döven,kağnı arabası,boyunduruk ve kara sabandır.
ÖRF ADET ve GELENEKLER
A-DÜĞÜN TÖRENLERİ
1-Söz kesme;kızı beğenen erkek anne ve babasına kızı istetir,kız verilirse köy büyükleri ve yakınlarının bulunduğu bir törenle söz kesilir,dua edilir ve nikah kıyılır.
2-Nişan;söz kesildikten sonra eksikler tamamlanır,kız tarafının istedikleri alınır ve akrabalara, komşulara,eşe,dosta haber verilerek bir arada toplanılır ve nişan başlar. Nişan sırasında o gün yapılan yemekler ve tatlılardan sonra yüzük takma merasimi başlar,bir yandan yüzük takılırken diğer yandan nişana davet edilen kişiler damat ve gelin adaylarına takılar takarlar ve takılar bir kişi tarafından kimin ne taktığı ilan edilir. Müzik ve oyunlarla nişan sona erer.
3-Düğün;nişanlılık devresi bir müddet sürer,bu arada bir birlerini ziyaret ederler. Çeşitli hediyeler,bayramlarda ise bayramlık denen hediyeler alınır ve götürülür. Belli bir zaman gelince düğün günü belirlenir,eksikler tamamlanır kız tarafının bütün noksanları erkek tarafından karşılanır. Düğünden iki gün önce ağırlık olarak kız tarafına götürülür. Bu arada düğün okuyucusu belirlenerek düğün köy halkına duyurulur ve davetiyeler dağıtılır. Büyük düğün denen günde ise erkek ve kız tarafında çeşitli yemekler yapılır. Erkek tarafında damat yıkamaya,kız tarafında ise kız başı yıkamaya gidilir. Damat yıkamadan gelince sırası ile bütün büyüklerin elini öper ve arkadaşları da damadı tebrik ederler. Düğün misafirleri gelir,yemekler yenilir. Gelen misafirler hediyeleri ile gelirler. Akşam olunca erkek tarafından kız tarafına kınacılar giderek gelinin kınasını yakarlar. Bu arada damadın arkadaşları damada ve sonrada kendi çıt(küçük) parmaklarına kına yakarlar.
Ertesi gün erken kalkarak gelin alma hazırlıkları yapılır. Arabalar hazırlanır,törenle ilahiler söylenerek,tekbir sesleri ile gelin almaya gidilir. Kız evine gidilince kız tarafından çeşitli töre gereği bahşişler istenir,gelinin bulunduğu odanın kapısı kilitlenir ve kapı açma parası,sandık parası, kız evinde gelinin işlerine yardımcı olan kınacıya bahşiş,gelin taksisinin kapısı kilitlenir,kızın kardeşlerinden birine bahşiş verilerek araba açılır ve kız anne,baba,kardeşleri ve akrabaları ile helalleştikten sonra arabaya bindirilerek yola çıkılır. Bu arada yolculuk sırasında gelin arabasının önü kesilerek bahşişler alınır. Dualarla eve getirilen gelin arabadan inmeden önce taksi şoförüne bahşiş verilerek arabanın kapısı açılır ve damat arabadan iner ve etraftakilere şeker,para,...vb. şeyler atarak gelinin elinden tutarak eve doğru götürür. Gelin kapıya yaklaşınca eline bardak,tabak,buğday,tas...vb,eşyalar verilerek eve bereket,hayır ve güzellikler getirmesi için dualar yapılarak gelin eve alınır. Gelin ve arkadaşları uzun süre eğlenirler ve nikah zamanına az bir süre kalınca arkadaşları dağılır,yatsı ezanından sonra nikah kıyılır. Damat arkadaşları tarafından gerdek odasına götürülür,götürülürken de damadı bir güzel yumrukla döverler uyanık olan damat sopa yemekten en kısa zamanda kurtulur yoksa vay haline. Ertesi sabah damat ve gelin büyüklerinin ellerini öperek bahşişlerini alırlar. İkindi zamanı komşular duvak düğününe davet edilir. Duvak düğününde ise dua ve ilahilerle gelinin başı bağlanır.
Düğünden sonra gelin bir hafta babasının evine gitmez,bir hafta sonra ise damat ve gelin giderler ve damat yemek yemeden önce kızın babasından hediyesini alıp yemek yemeye başlar. Daha sonraki günlerde kızın anne ve babası kızlarını görmeye giderler.
Düğünlerde şu anda özel kıyafetler giyilmez,yalnız her kez en yeni elbiselerini giyerek düğüne katılır. Damat,sağdıç ve damadın babası koyu renk takım elbiseler giyerler. Eski yıllarda damat ve sağdıcın omzuna kırmızı renkli pullarla süslenmiş bir işaret konulurmuş. Düğünlerimizde oynanan oyunlar; tam zara,üçayak,gül oğlan,Tokat halayı,melet,düz halaylar ve çifte telli. Yöremizdeki çocuk oyunları ise;evcilik,beş taş,dokuztaş,ara kesmece,saklambaç,esir,çizgi,megali güç ve çeşitli top oyunlarını sıralayabiliriz.

B-BAYRAM TÖRENLERİ
Ramazan ve Kurban bayramlarına en az bir hafta önceden hazırlıklar yapılmaya başlanır. Bu hazırlıklar bayramda giymek için bayramlık elbiseler,bayrama birkaç gün kala tatlılar,börekler ve çeşitli yemekler hazırlanır ve bir gün önce de mezarlıklar ziyaret edilir ve geçmişlerimizin ruhu için Kur-an ve dualar okunur. Bayram günü bayram namazından sonra camiden çıkan cemaat yaş sırasına geçerek (büyükten küçüğe doğru) bayramlaşırlar,evlere gelince ise evdeki büyüklerin elleri öpülür ve küçüklerin yanakları öpülerek bayramlaş ılır,çocuklara ise şekerler verilerek sevindirilirler. Daha sonra herkes bayramlıklarını giyerek eş-dost ziyaret edilerek yemek davetleri verilir ve çeşitli eğlenceler düzenlenir. Bayramlarda dargınlar barışır,fakir ve yoksullar ziyaret edilerek çeşitli yardımlarda bulunulur,bu yardımlar ramazan bayramın da fitre,zekat...vb,kurban bayramında ise para yardımı veya kurban kesenler kurban payı olarak pay dağıtılır.

C-İMECE ÇALIŞMALARI
Okul,yol,çeşme,akraba ve komşular arasında birbirleri ile beraber çalışılar ve bu tür çalışmalarda para alınmaz,bu çalışmalar sırasında çeşitli maniler,türkülerde söylenerek çalışma süresince insanlar neşelendirilirler.
D-KÖYÜMÜZÜN ÖNEMLİ MEVKİİ İSİMLERİ
Yazı başı,tuz taşı,bey kırığı(bir kış gününde beylerin kışa tutulduğu yer),camalı,ali köy,çatalca,bayram kığı,delikli kaya,böğrü dede,harami,yazlık,dede ermeni,yıldıza,salavat tepesi,cimi evliyası...vb,mevkii isimleri vardır.
E-HASTALIKTAN KORUNMAK İÇİN HALKIN KENDİ YAPTIĞI İLAÇLAR
1-Sarı çiçek; tuzla ezilir romatizmalı yerin üzerine sarılır.
2-Kekik otu; nefes darlığı için kaynatılarak içilir.
3-Çilek otu; mide rahatsızlıkları ve nefes darlığı için kaynatılarak içilir.
4-Sarımsak; tansiyon düzeltici ve gözdeki arpacığın üzerine sürülür.
5-Kuşburnu; pekmez yapılarak basur hastalarına yedirilir.
6-Kızamık kökü; kaynatılarak sarılık hastalarına içirilir.
7-Soğan kökü; çıban üzerine sarılır.
8-Sinir yaprağı; çıban patlatmak için kullanılır.
9-Nane ve navruz; yemeklere katılır,nefes darlığına iyi gelir.
10-Çam sakızı; açık yaraların üzerine sürülür.
11-Tereyağı buğu; eritilirken kulağı ağrıyanları kulağına,paslı bir metal battığı zaman yara üzerine
buğu edilir.
12-Arı balı; güneş çarpan insanların başına sürülür.
13-Papatya; evlere serilerek haşere öldürmede kullanılır.
14-Arpa hamuru; gözü ağrıyanların gözü üzerine sarılır.
15-Patates; dilim yapılarak başı ağrıyanların başına sarılır.
16-Eşek dikeni; kaynatılarak buharına rahim hastalığı olan kadınlar oturtulur.

F-KÖYÜMÜZE AİT SERZENİŞLER
1-Ninniler;
Dana dana das dana,
Dana girmiş bostana,
Danayı bıçakladım,
Yavrumu kucakladım.
3-Dualar;
-Ömrün uzun olsun, düğünün güzün olsun.
-Su verenlerin çok olsun.
-Kandım diyene kadar nur gölünde yatsın.
-Gittiğin yollar kabe yolu olsun.
-Arabanın tekerine taş dokunmasın.
-Evine kırk yıl kıtlık girmesin.
-Kırmızı kınalı güveyler ol.
4-Atasözleri;
-Sarımsağı gelin etmişler kırk gün kokusu çıkmamış.
-Eşek derisinden post, eski düşmandan dost olmaz.
-Gülü seven dikenine katlanır.
-Kurt dumanlı günü sever.
-Altın yere düşsede kirlenmez.
5-Türküler;
Güpürün küçüceksin, * Çal dağının başına,
Beşliyi needeceksin. * Meşenin dallarına,
Kaymakamıönünde, * Bir daha çıkarmıyım,
Ne cevap vereceksin. * Beşliyi takarmıyım.
Gül dağının başına, * Güpür bereketlili,
Yaslandım taşına, * Bilmem halil nereli,